top of page

"En güçlü sihir nedir?..."

Giderek hızlanıyor yok oluşu.


Sürdürülebilirlik, küresel ısınma ya da ekonomik problemlerin bile önünde; varoluşsal ve hızla büyüyen, gencinden yaşlısına hepimizin en büyük sorunu.


Daha dün, biri sanatçı çok başarılı(!) iki Dostum; 50’sini aşmış hayatlarının ikinci baharında hüngür hüngür ağlıyorlardı telefonda, kendilerini değersiz hissettiklerini haykırarak.


Hemen ardından daha gün doğmadan İzmir’de ilk baharında üniversiteli bir genç kardeşimizin acı haberi, sessizce veda edişi, yıktı geçti, kanattı yüreğimi.



Kızım Beyza’ya


- En güçlü sihir nedir?


diye sorduğumda daha 4 yaşındayken hayatımın en değerli şeyini, varoluşun anlamını öğretti bana..


- “Sevgi” Baba


dedi.



Ailenin, toplumun, şirketlerin, kurumların, ekonominin… evet insanlığın en büyük problemi; tek maliyeti “anlamın, varoluşun farkındalığı” olan, ücretsiz, anında erişilebilen, ekonomik veya bilinen tüm değerlerlerin ötesinde, evrenin en büyük gücü Sevgi’nin yok oluşu.


Sevgi olmazsa, sevmezsek kendimizi, birbirimizi, bilmezsek sevmeyi; güven olmaz, inanç olmaz, bağ olmaz, kurum olmaz, şirket olmaz, kültür olmaz, millet olmaz, fedakarlık olmaz, etik olmaz, ahlak olmaz…

insan olmaz.


Hiç bir düzen, kural, kurum, kavram, kamera, yazılım, ERP, yapay zeka, teknolojik enstrüman… çare olamaz.


Çatışma olur, yıkım olur, kıtlık olur, sefalet olur, acı olur, yokluk olur…

yok var olur, varlık yok olur.


Teknoloji de “tüm insanlığın” tekamülü için kullanılmadıkça; ikna teknolojileri, “insan vadeli işlemler” için kullanılmaya devam ettikçe; yer altı/üstü kaynaklardan çok daha hızlı tükettiğimiz; yenilenebiliri, ikamesi olmayan ve bir daha istediğimizde asla yeniden yaratamayacağımız keşfedemeyeceğimiz en değerli kaynak Sevgi, hızla yokoluyor.


Evet çok büyük bir #dönüşüm’e ihtiyacımız var ama dijitalin çok ama çok daha ötesinde.


Ne olur söyleyin bana; psikologlar, psikiyatristler, endorfin salgılamamızı sağlayan neurokimyasal ajanlar, ilaçlar bile artık derman olamazken bu derdimize;


“İnsana sevgiyle sarılan ve ona kendini değerli hissettiren; istediğimiz renkte, boyda, ısıtılmış silikon teni olan, bataryası daha uzun dayanan, bir android robot veya neuroteknolojik bir ajan geliştirilebilecek mi? Dokunduğunda, sarıldığında ısıtabilecek mi yüreklerimizi?


bu hızla yozlaştırdırdığımız, felsefecilerin kasiyer olduğu, filozofların, sanatçıların işsiz kaldığı, her şeyin doğalına özlem duyarken yapay zekanın zirveye çıktığı, doğal zekanın hızla yok olduğu, bilgelerin sustuğu, evrensel “entellektüel cehalet”in coştuğu bu son gezegen Dünya’da?


Ne kadar büyük bir tekamül yanılsaması, Çocuklarımıza robotik ve kodlamayı öğretirken; unuttuk “sevmeyi ve sevgiyi” öğretmeyi.



Fotoğraf: Dünyanın farklı köşelerinden gelen öğrencilerilerimin sarılarak bana sevginin bilinen tüm kavramlar üstü gücünü, hissettirdikleri an.




2 görüntüleme0 yorum

Son Yazılar

Hepsini Gör

Σχόλια

Δεν ήταν δυνατή η φόρτωση των σχολίων
Φαίνεται πως υπήρξε τεχνικό πρόβλημα. Δοκιμάστε να επανασυνδεθείτε ή να ανανεώσετε τη σελίδα.
bottom of page