Hangi seviyede olursa olsun en çok krize neden olan konulardan biri; belki de en değerli olanı…
“Güvenilir ve Akıllı İnsan”
Şirketlerin, kendi veliahtlarına bile güvenip şirketi emanet edemediği bir çağda;
İnsan Kaynakları Departmanınız veya İK Danışmanlık şirketleriniz size finansal süreçlerine yeterince hakim olmadığınız kasanızı; mevzuatını çok anlamadığınız sözleşmelerinizi; matematiğini, kodunu hiç çözemeyeceğiniz yazılımlarınızı, aynı doğa gibi örüntülenmiş yeniden asla tasarlayamayacağınız şirketinizin zekasını, kültürünü ve geleceğini emanet edeceğiniz, hiç tanımadığınız insanları bulup getiriyor…
Bir kısmı, yetersizlikleri veya psikolojik problemleri nedeniyle -kendisi psikoterapi alması gerekirken- altında çalışan sağlıklı gençleri ve çalışanların çoğunu mobing ile hasta edip verimliliği yıkarken hızla “kendilerinden daha akıllı ve güvenilir insanları kaybetmenize” sebep oluyor.
Çalışanların her hareketini kontrol edip denetleyebilecek bir mekanizma da mevcut değil. Siber Güvenlik ile uğraşanlar çok iyi bilir %100 güvenilir sistem tasarlamak imkansızdır ve sistemler güvenlik açıklarıyla doludur. Zaten insanoğlu bunu başarabilseydi ne rönesans ne de refomlar yaşanırdı.
Hiç ummanıdığınız bir zamanda büyük emek ve sabırla kurduğunuz ve büyüdükçe güvenliği için artan harcamalarınızla, yönetimi giderek zorlaşan yapıyı bir kelebek etkisi ile çöküşe götürecek bir hamle…
aslında bu yazıyı okurken akıllarda senaryolar belirmeye başlamıştır bile.
Karmaşık ve yönetilemeyen süreçlerde çözüm aramak ise nafile çabalar.
Çözümü ise aslında çok basit…
Dönüşüm tasarımı için en önemli enstrümanlar zannettiğimizin tam aksine teknolojik enstrümanlarda değil felsefe ve antropolojidedir.
Teknoloji, sadece tasarımı gerçekleştirmek için kullandığımız alet setidir.
Çekiç sadece çivi çakar… Neyin çivisi çakılacağı bilinmeden çekiç bir işe yaramaz.
Commentaires